Bu içerikte neler var?
Psikoloji literatüründe Postpartum Depresyon olarak ifade edilen doğum sonrası depresyon, günümüzde pek çok kadında görülebilen sorunlardan biridir. Doğum yapan kadınlarda görülen bu durum, kadındaki fiziksel, davranışsal ve duygusal değişimle meydana gelen psikoloji karmaşası olarak ifade edilebilmektedir. Çoğu zaman doğumun ardından geçen 4 hafta içerisinde ortaya çıkan majör depresyon olarak da ifade edilebilirken, bu gibi durumlarla karşı karşıya olan annelerin mutlaka profesyonel bir destek alması önerilmektedir.
Doğum Sonrası Depresyon Neden Yaşanır?
Doğum sonrası depresyon yaşayanlar çeşitli nedenlere bağlı olarak bu problemle karşılaşabilmektedir. Genellikle hamilelik esnasında yaşanan depresyon, hamilelik yaşının genç olması, istenmeyen bir hamilelik ya da ikilemde hamile kalmak, çocuk sayısının fazla olması, sınırlı sosyal destek, yalnız yaşamak ve evlilikte yaşanan çatışmalar depresyon yaşayanlar için birer neden olarak gösterilebilmektedir.
Belirtileri ise çoğu zaman kişiye bağlı olarak değişiklik gösterirken, aşırı yorgunluk, iştahsızlık, uyku problemleri, devamlı olarak değişen ruh hali, haz kaybı, kadının kendini değersiz hissetmesi, hatta ölüm ve intihar düşünceleri bu durumun belirtileri arasında yer almaktadır. Kendisinde bu gibi belirtiler görülen annelerin mutlaka bir uzmana yönlendirilmesi ve terapi görmesi gerekmektedir.
Doğum Sonrası Depresyon Nasıl Meydana Gelir?
Halk arasında lohusalık depresyonu olarak da bilinen Postpartum Depresyon, kaçıncı bebek olduğu ya da bebeğin nasıl dünyaya geldiği gibi durumlarla bağımsız olarak doğum yapan kadınlarda ortaya çıkan bir ruhsal bozukluktur. Bu dönemde hormon seviyesinde yaşanan değişiklikler lohusalık depresyonunun gelişmesindeki en önemli nedenlerden biridir. Özellikle gebelik döneminde yükselen östrojen, progesteron ve tiroid gibi hormonların doğum sonrasında hızlı bir şekilde düşüşe geçmesi, depresyonun ortaya çıkışına bir zemin hazırlıyor olabilir.
Diğer yandan madde kullanımı, alkol tüketimi, uyku eksikliği gibi durumlar da doğum sonrası duygudurum bozukluklarına yol açabilir.
Doğum Sonrası Depresyon Belirtileri Nelerdir?
Bir kadının yaşam döngüsü içerisindeki en zorlu süreçlerinden biri doğum sonrası depresyondur. Bu süreç, yatkınlığı olan kadınlarda doğum sonrası dönemde yaşanan zorlanmalar neticesinde oluşur. Doğum sonrası depresyon belirtilerini ise şu şekilde örneklendirebiliriz:
- Keyifsizlik
- Halsizlik
- Durgunluk
- Uyku bozukluğu
- Enerji kaybı
- Kontrol edilemeyen ağlamalar
- Bebeğe ya da çevresindekilere zarar verebileceğine dair obsesiflik (takıntı)
- Bebeğe karşı ilgisizlik
- Yoğun suçluluk düşüncesi
Doğum sonrası depresyon belirtilerinden en önemli anne ve bebek arasında ortaya çıkan soğukluktur. Duygudurum bozukluğunun etkisiyle ortaya çıkan bu hislere bazen de ağlama krizleri eşlik edebilir.
Psikolojik belirtiler, zaman içerisinde anne açısından fiziksel sorunlara neden olabilir. Örneğin, tanı almış bir annenin uyku ve beslenme düzenin aksamalar meydana gelebilir. Bu gibi durumlar kişiye bağlı olarak değişiklik gösterirken, annenin hem kendisi hem de bebeği açısından eski sağlığına kavuşabilmesi adına mutlaka bir uzman psikologdan yardım alması gerekir.
Depresyona Girmemek için Ne Yapmak Gerek?
Doğum sonrası depresyona girmemek için annelerin dikkat etmesi gereken bazı hususlar bulunmaktadır. Örneğin; bu süreçte yakınlarından destek almak, spor ve egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek ve bebek uyuduğunda uyuyarak iyice dinlenmek gibi önlemler depresyonunun önüne geçebilmektedir.
Psikologdan Destek Alabilirsiniz!
Doğum sonrası depresyona giren her annenin hem kendisi hem de çocuğu için bir psikolog ya da terapistten destek alması gerekmektedir. Bu gibi durumlarda uzmanlar hastalarına önemli ölçüde fayda sağlarken, annelerin depresif halden kurtulmasına ve bebeği için sağlıklı bir anne olmasına yardımcı olmaktadır. Doğum sonrası depresyon ile karşı karşıya olan annelerin mutlaka yakınları tarafından bir uzmana yönlendirilmesi ve destek alması sağlanmalıdır.
Tedavisi genellikle uzmanlar tarafından yürütülürken, anneler için hayati bir önem taşımaktadır. Bu süreçte uygulanan psikoterapi yöntemleri bir hayli etkili olmasıyla dikkat çekmekte, bu alanda uzman bir hekimin uyguladığı tedavi yöntemleri ile hem anneye hem de bebeğe sağlıklı bir ortam sunulabilmektedir.
Bir önceki yazımız olan İlişkiye Girememe - Vajinismus Nedir? başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.